Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi.
- The woman downed the gin and lime that was served in one swallow.
Tom, Mary için cin tonik, kendisi içinse bira sipariş etti.
- Tom ordered a beer for himself and a gin tonic for Mary.
İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
- A good beginning makes a good ending.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Başlamaya hazır mısın?
- Are you ready to begin?
In the beginning God created the heavens and the earth.
- In the beginning God created Heaven and Earth.
I'm beginning to understand.
- I am beginning to understand.