Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
Adamlar ileri doğru yürümeye başladılar.
- The men began to march forward.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
- Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Tom ileriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step forward.
O, öne doğru bir adım attı.
- He took a step forward.
Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.
- The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice.
Lütfen postamı bu adrese gönderin.
- Please forward my mail to this address.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Tom ileriye doğru birkaç adım attı.
- Tom took a few steps forward.
Tom ileriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step forward.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
- This is a big step forward.
Eğer en iyi ayağınızı öne koyarsanız, başarılı olursunuz.
- If you put your best foot forward, you will succeed.
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
- Please bring the matter forward at the next meeting.
The bus driver told everyone standing up to move forward.
I'll be glad to forward your mail to you while you're gone.
The fire was confined to the forward portion of the store.
I thought his suggestion that we move in together was rather forward.
... JOHANNA WRIGHT: Now let's fast forward to my ...
... investments that are going to propel America forward. ...