Güçlü yen şirket için ölümcül bir darbeydi.
- The strong yen was a fatal blow to the company.
Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.
- About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.
Yılan ısırığı öldürücüydü.
- The snake bite was fatal.
Biraz samimiyet tehlikeli bir şeydir ve bununla ilgili büyük bir anlaşma kesinlikle ölümcüldür.
- A little sincerity is a dangerous thing, and a great deal of it is absolutely fatal.
a fatal error.
a fatal exception.
... speech is fatal. ...
... this is something that's going to be pretty fatal for ...