Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Her ay, 10.000 yen değerinde bir hediye sertifikası bu anketi tamamlayan rastgele seçilmiş otuz kişiye verilecektir.
- Each month, a gift certificate worth 10,000 yen will be given to thirty people chosen at random who have completed this questionnaire.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
- I realized that what I had chosen didn't really interest me.
Siz ya da ben seçileceğim.
- You or I will be chosen.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
... putting into the index, and the websites have chosen to ...
... discovered and chosen to tell each other in all of this ...