Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- We listened carefully in order not to miss a single word.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
He carefully avoided the subject all evening.
... the past should be carefully shared with other people with ...
... index copies carefully. ...