be a student; follow a course of study; be enrolled at an institute of learning

listen to the pronunciation of be a student; follow a course of study; be enrolled at an institute of learning
English - Turkish

Definition of be a student; follow a course of study; be enrolled at an institute of learning in English Turkish dictionary

study
çalışmak

Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım. - I'll have to study ten hours tomorrow.

O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu. - If he did not watch so much television, he would have more time for study.

study
{i} tetkik
study
{i} görülecek şey
study
{i} çalışma odası

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar. - He often shuts himself up in the study and writes things like this.

Onun çalışma odası parka bakıyor. - His study faces the park.

study
öğrenme

Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin. - You must study hard and learn many things.

Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi. - Tom came to France with the intention of studying French.

study
okulda okumak
study
etüt etmek
study
inceleme

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker. - In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.

Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır. - Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.

study
(çimke) bandıkmak
study
{f} gözetmek
study
{f} çalışma yapmak

Çalışma yapmak için çok yorgunum. - I'm too tired to do study.

study
(isim) öğrenim, tahsil, tetkik, çalışma, inceleme, araştırma, araştırma konusu, görülecek şey, çalışma odası, taslak, eskiz, deneme, ön çalışma, etüt, rol ezberleme
study
{i} taslak
study
{f} çabalamak
study
{f} öğrenmek

Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil. - Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.

O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti. - He went to Italy in order to study music.

study
{i} müz. etüt
study
{i} ön çalışma
study
(fiil) eğitimini görmek, okumak, öğrenmek, çalışmak, çalışma yapmak, araştırmak, incelemek, gayret etmek, çabalamak, gözetmek, saygılı olmak
study
araştırma konusu veya sahası
study
alıştırma taslak
English - English
study
be a student; follow a course of study; be enrolled at an institute of learning

    Hyphenation

    be a student; fol·low a course of study; be en·rolled at an in·sti·tute of learn·ing

    Pronunciation

Favorites