baza

listen to the pronunciation of baza
Turkish - English
patten
(İnşaat) plinth
bed base
Baz
(Kimya) base

Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2. - Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.

There are some cracks in the basement wall. - Bodrum duvarında bazı çatlaklar var.

baz
datum
baz
(Ticaret) basis

A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period. - Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketecektir.

Red Light Irradiation was a word that was used on a daily basis in the GDR. - Red Light Işınlama GDR'de günlük bazda kullanılan bir kelimeydi.

Baz
on base
baz
on the base
baz
(Geometri) base
baz
base, basis
baz
alkali
baz
base; alcali
baz
chem. base
baz
alcali
English - English
Any of three species of small, crested hawks in the genus Aviceda
Baz
A diminutive of the male given name Barry or Basil
baz
A metasyntactic variable used to stand for some unspecified entity, typically the third in a series after foo and bar

Suppose we have three objects, foo, bar and baz.

baz
(Bilgisayar) The terms foobar, foo, bar, and baz are sometimes used as placeholder names (also referred to as metasyntactic variables) in computer programming or computer-related documentation. They have been used to name entities such as variables, functions, and commands whose purpose is unimportant and serve only to demonstrate a concept. The words themselves have no meaning in this usage. Foobar is sometimes used alone; foo, bar, and baz are sometimes used in that order, when multiple entities are needed
Turkish - Turkish
Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
Eski Dünyanın tropikal bölgelerinde yaşayan yırtıcı kuş
Mobilya kasası
Bir mobilyanın altında boydan boya giden ve mobilyanın yere oturmasını sağlayan az enli parça
Mobilya uzunluğunda konulan dar ayak
bâz
doğan kuşu,avcı kuşu
BAZ
(Hukuk) Yabancı; esas, temel
BAZ
(Osmanlı Dönemi) f. Yeniden, tekrar oynatan, oynayan, geri ve arka tarafa doğru... gibi manalara gelir. Kelimenin sonuna veya baş tarafına getirilerek kullanılan bir "ek" dir. Meselâ: Ateşbâz : Ateşle oynayan
BÂZ
(Osmanlı Dönemi) Açık
BÂZ
(Osmanlı Dönemi) İni
BÂZ
(Osmanlı Dönemi) Ayırma. Temyiz etme
BÂZ
(Osmanlı Dönemi) f. Doğan. Yırtıcı kuş. Av kuşu
baz
Bir asitle birleşince bir tuz oluşturan madde
baz
Taban
baz
Doğan kuşunun erkeği
baz
Bir kuş türü
baz
Model uygulama da kullanılmak üzere ölçülere uygun hazırlanmış ana kalıp
baz
Süslü kutu
baz
Oynayan
baz
Merkez Bankasının pasifinde kayıtlı bulunan para miktarı
baz
Bir asitle birleşince bir tuz oluşturan madde, esas
baz
Taban, ayaklık
baz
Temel, esas
baza
Favorites