bazısı

listen to the pronunciation of bazısı
Turkish - English
some

My two-year-old won't eat some of the healthy food I've been trying to feed him. - Benim iki yaşındaki oğlum onu beslemeye çalıştığım sağlıklı yiyeceğin bazısını yemeyecek.

Some of the managers complained about him becoming the president of the company. - Yöneticilerden bazısı onun şirketin başkanı olmasından yakındı.

some of them; some people, some
somebody
several
bazı
some

I'm having some problems compiling this software. - Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum.

Some of the students went by bus, and others on foot. - Bazı öğrenciler otobüsle gitti, diğerleri de yürüyerek gitti.

bazıları/ bazısı
some of them, some
bazı
certain

You can't communicate without a basic understanding of certain rules. - Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.

The prices of certain foods vary from week to week. - Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.

bazı
a few

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it. - Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

Mary and some other women were here for a few hours. - Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.

bazı
some, certain
bazı
sometimes

Tiny mistakes can sometimes lead to big trouble. - İnce hatalar bazı zamanlar büyük problemlere yol açar.

There are sometimes blizzards in Kanazawa. - Bazı zamanlar Kanazawa'da tipi olur.

bazı
1.some, certain; some of
bazı
sundry
bazı
{i} pad
bazı
any

Some people say there shouldn't be any secrets between friends. - Bazı insanlar arkadaşlar arasında herhangi bir sır olmaması gerektiğini söylüyorlar.

According to some scholars, a major earthquake could occur at any moment now. - Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.

Turkish - Turkish
Birtakımı, kimisi
Bazı
kimi
bazı
Ara sıra, arada bir, kimi vakit: "Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim."- Y. K. Karaosmanoğlu
bazı
Halı dokuma tezgahında bulunan, aralarına dokuma ipi geçirilen ağaç silindir
bazı
Birtakım, kimi: "Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler."- Ö. Seyfettin
bazı
Ara sıra, arada bir, kimi vakit
bazı
Birtakım, kimi
English - Turkish
some