The dog ate the stale bread and didn't die.
- Köpek bayat ekmeği yedi ve ölmedi.
I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.
- Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.
This old bread is as hard as a rock.
- Bu bayat ekmek bir kaya kadar sert.
How old is this bread?
- Bu ekmek ne kadar bayat?