bayanlar

listen to the pronunciation of bayanlar
Turkish - English
Women

The U.S. has won FIFA's Women's World Cup. - Amerika Birleşik Devletleri FIFA'nın Bayanlar Dünya Kupasını kazandı.

There are very beautiful women. - Çok güzel bayanlar var.

mesdames
respectful title used when addressing a married women (French)
ladies

They made a fool of him in the presence of ladies. - Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular.

Where is the ladies' room? - Bayanların odası nerede?

womens
bayan
lady

The lady is now drinking water. - Bayan şimdi su içiyor.

Don't get sassy with me young lady! - Bana sırnaşmayın genç bayan!

bayanlar baylar
(ve) ladies and gentleman
bayanlar takımı
women's team
bayanlar tuvaleti
powder room
bayan
madam

I'm sorry, madam. There must be some mistake. - Üzgünüm bayan. Bir hata olmalı.

She is another Madame Curie. - O başka bir Bayan Curie.

bayan
woman

This letter is to the old woman. - Bu mektup yaşlı bayanadır.

I will marry a beautiful Estonian woman. - Güzel bir Estonyalı bayanla evleneceğim.

bayan
mistress
bayan
female

Since 1990, eleven female students received the award. - 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.

My boyfriend has a lot of female friends. - Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.

bayan
ma'am
bayan
wife

A wife who can be quiet is a gift of God. - Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.

My wife sings in the ladies' choir. - Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.

Bayan
signorina
bayan
mrs
bayan
dona
bayan
miss

Do you know how old Miss Nakano is? - Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?

Miss White is liked by everyone. - Bayan White herkes tarafından sevilir.

bayan
missy
Bayan
Miss; Mrs.; Ms
Bayan
senora
Bayan
ms
Bayan
fraulein
Bayan
senorita
Bayan
signora
bayan
dame
bayan
Mrs., Miss, Ms.; lady, madame, ma'am
bayan
of or pertaining to a lady
bayan
madame

She is another Madame Curie. - O başka bir Bayan Curie.

bayan
lady's

The lady's funeral was held at the local church. - Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.

The lady's behaviour was always dignified. - Bayanın davranışı her zaman onurluydu.

bayan
Mrs.; Ms
bayan
missis
bayan
lader
genç bayanlar
mesdemoiselles
English - English

Definition of bayanlar in English English dictionary

bayan
A type of chromatic button accordion developed in Russia in the early 20th century and named after 11th-century bard Boyan
bayan
{i} button accordion