O kırmızı defne meyvesini seviyor.
- She likes red bayberries.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
- He kept the invaders at bay with a machine gun.
Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button to open the bay window.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button to open the bay window.
bay colour:.
both you here with many a cursed oth, / Sweare she is yours, and stirre vp bloudie frayes, / To win a willow bough, whilest other weares the bayes.
These two books of sacred, and secular, passages for memory—will serve other good purposes besides merely occupying vacant hours: they will help to keep at bay many anxious thoughts, worrying thoughts, uncharitable thoughts, unholy thoughts.
Instead of mounted riders following a pack of hounds, it is envisaged that just two dogs will be used to locate a stag and hold it at bay.
Who, tossing back and forth his triple heads,/ With mighty bayings watches o'er the realm.
The mob approached the castle, baying for royal blood.
She quickly grew weary of the beast's constant baying.
Mister Petro and his wife love my children a lot; I love theirs a lot, too.
- Bay Petro ve eşi çocuklarımı çok seviyor; ben de onunkileri çok seviyorum.
Hey, mister! Eat my cat, please!
- Hey bayım! Kedimi yiyin, lütfen!
Is this all you have, sir?
- Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
Sir, do we have to write in ink?
- Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?
Mr Hawk is a kind gentleman.
- Bay Hawk bir tür beyefendi.
As she is a lady, so he is a gentleman.
- O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
I'm not sure if it's a male or a female.
- Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
There are more male members than female ones on this website.
- Bu web sitesinde bayan üyelerden daha fazla erkek üye var.
Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
- Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
Ladies and Gentlemen, we have now landed at Tokyo International Airport.
- Bayanlar ve Baylar, şu anda Tokyo Uluslararası Havaalanı'na inmiş bulunmaktayız.
Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
- Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
Mr Johnson is a rich man.
- Bay Johnson, zengin bir adam.
Tom is quite rich, isn't he?
- Tom bayağı zengin, değil mi?
... heading south of the large bay ...
... and we close the prison at Guantanamo Bay ...