Turkish - English
Definition of bardak in Turkish English dictionary
- glass
Could I have a glass of white wine?
-Bir bardak beyaz şarap alabilir miyim?
I'd like a glass of tequila.
-Bir bardak tekila istiyorum.
- cup
Please give me a cup of water.
-Lütfen bana bir bardak su ver.
Tom showed Mary how to boil water in a paper cup.
-Tom Mary'ye kağıt bir bardakta nasıl su kaynatacağını gösterdi.
- glass, cup
- tumbler
- prov. jug, pitcher
- mug
I'm not cracking your mugs.
-Ben senin bardaklarını kırmıyorum.
I'd like to get another coffee mug.
-Bir bardak daha kahve almak istiyorum.
- 1.glass; mug; (plastic or paper) cup
- beaker
- (Tekstil) beaker beherglas
- bardak dolusu
- mug
- bardak kartonu
- (Matbaacılık, Basımcılık) cup board
- bardak çekme
- (Tıp) cupping
- bardak altlığı
- mat
- bardak altlığı
- saucerful
- bardak altlığı
- coaster
Could you put your cup on a coaster?
-Bardağını bir bardak altlığına koyar mısın?
- bardak altlığı peçete
- doiley
- bardak altlığı peçete
- doily
- bardak altı
- coaster
- bardak altı
- coaster (for placing under a glass or mug)
- bardak dolusu
- glassful
- bardak yapımcısı
- glass-maker
- bardak yıkayıcı
- glasswasher
- balon bardak
- snifter
- balon bardak
- balloon glass
- kulplu bardak
- mug
- bardaklar
- glasses
Will you put the glasses on the table?
-Bardakları masaya bırakır mısın?
She poured brandy into the glasses.
-Bardaklara brandy doldurdu.
- plastik bardak
- plastic cup
- plastik bardak
- plastic glass
- tokuşturmak (bardak/kadeh)
- clink
- Eski çamlar bardak oldu
- (Atasözü) - Other times, other ways.- Let bygones be bygones
- bir bardak su lütfen
- a glass of water please
- Eski çamlar bardak oldu
- A lot of water has flowed under the bridge
- ayaklı bardak
- wineglass, stemmed glass
- bir bardak
- glassful
- bir bardak bira alabilir miyim
- May I have a glass of beer
- bir bardak büyük boy bira alabilir miyim
- May I have a pint of beer
- bir bardak domates suyu
- A glass of tomato juice
- bir bardak kahve rica ediyorum
- I would like a cup of coffee
- bir bardak suda fırtına
- a storm in a teacup
- bir bardak suda fırtına koparmak
- to raise a tempest in a teapot
- bir bardak çay daha rica ediyorum
- I'd like another cup of tea
- büyük bardak
- stoup
- büyük bardak
- stein
- büyük bardak
- schooner
- büyük bardak
- tumbler
- büyük bardak
- rummer
- eski çamlar bardak oldu
- (Konuşma Dili) Times have changed./Things are not what they used to be
- eski çamlar bardak oldu
- the boot is on the other leg
- geniş bardak
- beaker
- kadeh ya da bardak şeklinde
- (Botanik, Bitkibilim) scyphiform
- kağıt bardak
- paper cup
- temiz bir bardak alabilir miyim
- Could I have a clean glass
- ufak bardak
- noggin
- Üstüne bir bardak soğuk su iç
- You can whistle for it
- üstüne bir bardak su içmek
- whistle for smth
- üstüne/üzerine bir bardak (soğuk)
- su içmek (Konuşma Dili) to give up all hope of getting (something that one has lent) back, kiss (something) goodbye
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bardak in Turkish Turkish dictionary
- Testi, ibrik
- Bir bardağın alacağı miktar
- Bir bardağın alacağı miktar: "Bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler."- R. N. Güntekin
- Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap
- şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap: "Elim titredi, bardağı dudağımda güç tuttum."- F. R. Atay
- Boduç, çamçak
- Su vb
- Toprak testi
- Su ve sıvıları içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap
- isdikan
- badia
- bardak eriği
- İri ve tatlı bir tür erik
Related Terms
bardak
Hyphenation
bar·dakPronunciation
Resimler
History
Favorites