General, onun konuşmasını kesmeden, onun ağır fildişi sopasıyla onun kafasına vurdu; barbar düştü.
- The general, without interrupting his speech, hit him on the head with his heavy ivory stick; the barbarian fell.
İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır.
- As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.
Kendilerine uygar diyorlar ama barbar dedikleri kadar vahşiler.
- They call themselves civilized, but they're just as savage as those they call barbarians.
Onlar, barbar dediklerinden çok daha vahşidirler.
- They are much more savage than those they call barbarians.