barışçıl

listen to the pronunciation of barışçıl
Turkish - English
peaceful

The countries concerned settled the dispute by peaceful means. - Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.

The two sisters lived very peacefully. - İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.

amicable
peaceable
peace-loving, pacific, peaceable, peaceful
amicably
well-meaning

well-meaning governments.

barışçıl çözüm
peaceful settlement
barışçıl hal
(Hukuk) peaceful settlement
barışçıl toplantı
(Hukuk) peaceful assembly
Turkish - Turkish
Barışçı
bakınız: barışçı
barışçıl
Favorites