banned, forbidden

listen to the pronunciation of banned, forbidden
English - Turkish
Yasaklı yasak
prohibited
yasaklanmış

Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır. - The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.

Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır. - Hunting is prohibited in national parks.

prohibited
{f} yasakla

Silah ihracatı yasaklandı. - Arms export was prohibited.

Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar. - My parents prohibited me from seeing Tom again.

prohibited
yasak

Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar. - My parents prohibited me from seeing Tom again.

Silah ihracatı yasaklandı. - The export of arms was prohibited.

English - English
prohibited
banned, forbidden
Favorites