bakılma

listen to the pronunciation of bakılma
Turkish - English

Definition of bakılma in Turkish English dictionary

bak
check it out
bakılmak
looked

The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space. - Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.

bak
look at

Meg didn't even look at me. - Meg bile bana bakmadı.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds. - Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Look into that, would you? - Onun içine bak, ne dersin?

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

bakılmak
treated
bakılmak
attended
bakılmak
looked after
bakılmak
looked at
bak
look after

She asked me to look after her baby in her absence. - Onun yokluğunda bebeğine bakmamı rica etti.

You should look after the children from time to time. - Zaman zaman çocuklara bakmalısın.

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

bak
{f} face

I'll never be able to look him in the face again. - Ben ona yüzüne karşı tekrar bakamayacağım.

Seen at a distance, the rock looked like a human face. - Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

bak
have one's wits about one
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
bakılmak
nurse
bakılmak
(for something) to be attended to, be tended to, be seen to: O işe bakıldı. That task's been seen to
bakılmak
impersonal passive to look at; to gaze at
bakılmak
(for a child, a sick person, a thing) to be looked after, be cared for: Çocuğa iyi bakıldı. The child was well cared for
bakılmak
impersonal passive to pay attention to, heed, listen to
bakılmak
take care of
English - English

Definition of bakılma in English English dictionary

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Turkish - Turkish
Bakılmak işi
BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
bakılmak
Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak
bakılmak
Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak: "Öyle dik dik bakılmaya, sert hareketlere tahammül edemiyorlardı."- R. H. Karay
English - Turkish

Definition of bakılma in English Turkish dictionary

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi
bakılma
Favorites