A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.
- Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.
Tom doesn't like any kind of spicy food.
- Tom herhangi bir baharatlı yemeği sevmez.
Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.
- Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.
The seasoned bread causes farts.
- Baharatlı ekmek osuruğa neden olur.
I don't mind if it's hot and spicy.
- Sıcak ve baharatlı ise umursamıyorum.
It's strange that people in hot climate zones eat spicy things like curry.
- Sıcak iklim kuşaklarındaki insanların köri gibi baharatlı şeyler yemeleri garip.