O, alanı elininin arkası gibi bilir.
- He knows the area like the back of his hand.
Tom genellikle sınıfın arkasında oturur.
- Tom usually sits in the back of the classroom.
Sıranın arkasına gitti.
- She went to the back of the line.
Tom mektubun arkasına bir şeyler yazdı.
- Tom wrote something on the back of the letter.