Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby stopped crying.
Neden sık sık yavru güvercinler görmediğimizi hiç merak ettiniz mi?
- Have you ever wondered why we don't often see baby pigeons?
Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
- The mother elephant bathes her baby in the river.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
Tom Mary'nin Cuma gecesi çocuklara bakıcılık yapmayı kabul edeceğine dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks there's a good possibility that Mary will agree to babysit the children on Friday night.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Bebeğin güzel küçük parmakları var.
- The baby has pretty little fingers.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Bebeğin annesine ihtiyacı vardır.
- The baby needs its mother.
Bir bebek gibi uyuyor.
- He's sleeping like a baby.
O, gerçek bir bebek gibi davrandı.
- She acted like a real baby.
For a young man, he has the most babyish voice I've heard.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?