I don't speak French well enough to apply for that job.
- O işe başvurmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşmuyorum.
Bilingual teenagers are encouraged to apply.
- İki dilli gençler başvurmak için teşvik edilmektedir.
I had to resort to threats to get my money back.
- Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.
It is sometimes acceptable to resort to violence.
- Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.
I had to resort to threats to get my money back.
- Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.
It is sometimes acceptable to resort to violence.
- Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.
He had to call on all his experience to carry out the plan.
- O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
He wants to apply for JSA.
- O, işsizlik yardımı için başvurmak istiyor.
I'd like to apply for a job.
- Bir iş için başvurmak istiyorum.
Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
- Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.
Why not apply for that job?
- Neden bu işe başvurmuyorsun?
Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants.
- Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.
We should not resort to violence.
- Şiddete başvurmamalıyız.
I can fall back on my savings if I lose my job.
- İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.
Many families had lost their savings during the war and had nothing to fall back on.
- Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.
They appealed to us for help.
- Onlar yardım için bize başvurdular.
Tom appealed for help.
- Tom yardım başvurusunda bulundu.
We should appeal to reason instead of resorting to violence.
- Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.
No matter how angry he was, he would never resort to violence.
- Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.
You must never resort to violence.
- Asla şiddete başvurmamalısınız.
Writers often refer to a dictionary.
- Yazarlar genellikle bir sözlüğe başvururlar.
I referred to the company for his work record.
- Ben onun iş kaydı için şirkete başvurdum.
We need to apply to the bank for a loan.
- Bir kredi için bir bankaya başvurmamız gerekiyor.
Tom encouraged me to apply to Harvard.
- Tom, Harvard'a başvurmam için beni yüreklendirdi.
You should consult the dictionary.
- Sözlüğe başvurmalısın.
He is proud of the fact that he has never consulted a doctor in his life.
- O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.