Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

başlayacak

listen to the pronunciation of başlayacak
Turkish - English

Definition of başlayacak in Turkish English dictionary

başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

başla
began

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

başla
(Bilgisayar) run

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

başla
{f} beginning

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

başla
log on
başla
begun

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

Now let's get down to work. - Şimdi çalışmaya başlayalım.

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

başla
commence

Commencement is typically the first or second Saturday in April. - Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
at yarışı kaçta başlayacak
When does the race begin
maç kaçta başlayacak
When does the match begin
oyun kaçta başlayacak
When does the game begin
başlayacak
Favorites