They decided to launch a major attack.
- Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
- General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
Tom didn't start the brawl.
- Kavgayı Tom başlatmadı.
Tom certainly looks like he wants to start a fight.
- Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
Tom certainly looks like he wants to start a fight.
- Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
Starting a fight with Tom wasn't such a good idea.
- Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
You began to learn Esperanto.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
The dog began to run.
- Köpek koşmaya başladı.
They started running.
- Onlar koşmaya başladılar.
The beginning is the most important part of the work.
- Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
My memory of her has begun to recede.
- Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
The War of 1812 had begun.
- 1812 Savaşı başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
I must set about that work without delay.
- Gecikmeden o işe başlamalıyım.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
We must get down to our homework.
- Biz ödevimize başlamalıyız.
I've never seen him really get down to work.
- Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.
Direct flights between New York and Tokyo commenced recently.
- New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.
Hostilities commenced.
- Düşmanlıklar başladı.
There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
Let's start off on the same page.
- Aynı sayfada başlayalım.