Tom got a late start this morning.
- Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
The drivers are at the starting line and raring to go!
- Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler.
At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
- O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
All beginnings are difficult.
- Bütün başlangıçlar zordur.
Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
- Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
I was hired originally to do another job.
- Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
Tom got a late start this morning.
- Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
Commencement is typically the first or second Saturday in April.
- Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.
The starting point of all achievement is desire.
- Tüm başarıların başlangıç noktası arzudur.
This is the starting point.
- Bu başlangıç noktası.
We got an early start.
- Biz erken bir başlangıç yaptık.
Tom went to bed early because he had an early start the next day.
- Tom ertesi gün erken bir başlangıç yapması nedeniyle erken yatmaya gitti.
At first, the trainees were awkward in his company.
- Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
I was worried about my mistakes at first.
- Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
We're off to a good start.
- Biz iyi bir başlangıç yaptık.
I don't want to get off on the wrong foot with the new boss.
- Yeni patronla kötü bir başlangıç yapmak istemiyorum.
She knew it from the start.
- O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
Tom was right from the beginning.
- Tom başlangıçtan beri haklıydı.
I was hired originally to do another job.
- Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
- Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
A good beginning makes a good ending.
- İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
All beginnings are difficult.
- Bütün başlangıçlar zordur.
Inflation this year is going to be worse than we initially thought.
- Enflasyon bu yıl başlangıçta düşündüğümüzden daha kötü olacak.
Dan initially believed Linda when she said that it was an accident.
- Dan o onun bir kaza olduğunu söylediğinde başlangıçta Linda'ya inanmıştı.
After the entrée comes the main dish.
- Başlangıç yemeğinden sonra ana yemek gelir.
Başlangıçta varsıllık içinde yaşıyorlardı.
- Başlangıçta lüks ve sefa içinde yaşıyorlardı.
Başlangıçta lüks ve sefa içinde yaşıyorlardı.
- Başlangıçta varsıllık içinde yaşıyorlardı.