School begins at nine and is over at six.
- Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
They started running.
- Onlar koşmaya başladılar.
The dog began to run.
- Köpek koşmaya başladı.
All beginnings are difficult.
- Bütün başlangıçlar zordur.
The beginning is the most important part of the work.
- Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
The French and Indian War had begun.
- Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
The War of 1812 had begun.
- 1812 Savaşı başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
We got up early and set about cleaning our house.
- Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.
I must set about that work without delay.
- Gecikmeden o işe başlamalıyım.
Now let's get down to work.
- Şimdi çalışmaya başlayalım.
It's time to get down to business.
- İşe başlamanın zamanıdır.
Hostilities commenced.
- Düşmanlıklar başladı.
Commencement is typically the first or second Saturday in April.
- Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
Let's start off on the same page.
- Aynı sayfada başlayalım.