Definition of başlıklı in Turkish English dictionary
- hooded
- (someone) who is wearing (a certain kind or color of) headgear
- helmeted
- headed, (a piece of writing) which has a heading, title, or caption; (a piece of writing) with a heading, title, or caption which reads ..., titled ..., headed ..., entitled ..., captioned ...: "Rezalet!" başlıklı bir makale an article entitled "Scandal!
- headed
- cucullate
- başlık
- {i} title
When I was growing up, fewer than 300,000 girls played high school sports. Today, because of Title IX, more than 3 million girls are on the field.
- Ben büyürken, 300.000'den daha az sayıda kız lise sporlarını oynadı. Bugün, Başlık 9'dan dolayı, üç milyon kızdan daha fazlası sahada.
In 1986, Sally Ride published a children's book titled To Space and Back.
- 1986'da Sally Ride To Space and Back başlıklı bir kitap yayınladı.
- başlık
- {i} heading
- başlık
- cap
I bought a cap for Tom and I'll buy a pair of gloves for Mary.
- Tom için bir başlık satın aldım ve Mary için bir çift eldiven satın alacağım.
Fewer graphics and more captions would make the description clearer.
- Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.
- başlıklı kâğıt
- billhead
- başlıklı maymun
- weeper
- başlıklı maymun
- capuchin monkey
- başlıklı pelerin
- capuchin
- başlık
- headline
Headlines are supposed to grab the reader's interest.
- Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor.
Everyone was delighted by this morning's headlines.
- Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
- başlık
- hood
The wolf ate Little Red Riding Hood. The hunter shot the wolf.
- Kurt kırmızı başlıklı kızı yedi. Avcı kurtu vurdu.
Everyone in the village called her Little Green Riding Hood.
- Köydeki herkes ona Yeşil Başlıklı Kız diyordu.
- başlık
- helmet
- başlık
- {i} caption
Fewer graphics and more captions would make the description clearer.
- Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.
- başlık
- bonnet
- başlık
- bolster
- başlık
- head
Headlines are supposed to grab the reader's interest.
- Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor.
Everyone was delighted by this morning's headlines.
- Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
- başlık
- boss
- başlık
- nozzle
- başlık
- topic
And why isn't this an interesting topic?
- Ya niye bu enteresan bir başlık değil?
It's not a suitable topic for discussion.
- Tartışma için uygun bir başlık değil.
- başlık
- bride's price
- başlık
- (Askeri) title block
- başlık
- (Matematik) chord
- başlık
- top
- başlık
- (Mimarlık) capital
- başlık
- (Bilgisayar) courtesy title
- başlık
- (Bilgisayar) topics
We talked about various topics.
- Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- başlık
- follower
- başlık
- rail
- başlık
- nut
- başlık
- flange
- başlık
- dower
- başlık
- mobcap
- başlık
- headgear
- başlık
- header
- başlık
- miner's helmet
- başlık
- headdress
- başlık
- casque
- başlık
- headpiece
- başlık
- chapiter
- kırmızı başlıklı kız
- (Edebiyat) Little red riding hood
- kırmızı başlıklı kız
- (Edebiyat) Little Red Riding Hood, Redriding Hood
- başlık
- prov. hub (of a wheel)
- başlık
- caption; lemma; chapiter
- başlık
- heading, head; letterhead, letter heading; headline; caption; title (of a piece of writing)
- başlık
- arch. capital (of a column)
- başlık
- prelims
- başlık
- headrest
- başlık
- headpiece; title
- başlık
- cap nut
- başlık
- caption , heading , title
- başlık
- headgear, cap, helmet, bonnet, hood; capital; title, headline, heading, caption; bride's price, money paid by the bridegroom to the bride's family
- başlık
- headgear, (a) covering for the head; headdress
- başlık
- (Hukuk) title, heading
- başlık
- bride-price
- başlık
- head harness, headgear
- başlık
- head dress
- başlık
- coif
- başlık
- coiffure
- başlık
- {i} lemma
- başlık
- balaclava
- başlık
- mutch
- beyaz başlıklı kuş
- whitecap
- nükleer başlıklı füze
- nuclear
- zırh delici başlıklı
- (Askeri) armour piercing capped