alteration, though it be from worse to better, hath in it inconveniences….
In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
- Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
Nobody else got hurt.
- Başka hiç kimse yaralanmadı.
Am I that much different from everyone else?
- Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
I would do it in a different way than you did.
- Senin yaptığından başka türlü yapardım.
I have another friend in China.
- Çin'de başka bir arkadaşım var.
It is difficult to translate a poem into another language.
- Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
I had no other choice.
- Başka seçeneğim yoktu.
By other's faults wise men correct their own.
- Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
Tom sat alone in the otherwise empty room.
- Tom başka boş odada tek başına oturdu.
I tried to convince Tom otherwise.
- Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
I don't have any other hobbies besides football.
- Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
Did Mary have any other children besides Jesus?
- Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
It's none other than Tom!
- O, Tom'dan başkası değil.
It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
- Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
It was nothing but a joke.
- Bu şakadan başka bir şey değildi.
The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
I won't answer any more questions right now.
- Şimdi başka sorulara cevap vermeyeceğim.
Unless you have any more questions, I'd like to go now.
- Başka sorunuz yoksa, şimdi gitmek istiyorum.
Good health is more valuable than anything else.
- İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.
They have no more wine.
- Onların başka şarapları yok.
Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
- Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
This apartment is bigger than any other one in the building.
- Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.
Tom didn't know what else to say.
- Tom başka ne söyleyeceğini bilmiyordu.
Tom didn't know what else to do.
- Tom başka ne yapacağını bilmiyordu.
Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.
- Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.
We have no alternative but to work.
- Çalışmaktan başka alternatifimiz yok.
Any further comment is redundant.
- Daha başka yorum lüzumsuzdur.
We need to avoid any further delays.
- Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
- Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
- Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
I know nothing except that she left last week.
- Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
We had no choice except to put up with it.
- Ona katlanmaktan başka seçimimiz yoktu.
Nothing but a miracle can save her now.
- Artık onu bir mucizeden başka hiçbir şey kurtaramaz.
The President called on everyone to save energy.
- Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.