In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
- Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
I am proud of having accomplished such a task.
- Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
Ken finally accomplished what he set out to do.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
He'll succeed in time.
- O zamanla başarılı olacak.
You will succeed in the end.
- Sonunda başaracaksın.
If you're trying to scare me, you're succeeding.
- Beni korkutmaya çalışıyorsan başarıyorsun.
Tom has no chance of succeeding.
- Tom'un başarma şansı yok.
If it were not for her help, I would not succeed.
- Onun yardımı olmasa, başaramam.
I worked hard to succeed.
- Başarmak için sıkı çalıştım.
Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
- Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.
- On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.