She failed to appear.
- Görünen o ki kız başarısız oldu.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
They blamed him for failing to improve the economy.
- Onlar ekonomiyi düzeltmede başarısız olduğu için onu suçladılar.
I am failing at cooking.
- Ben yemek yapmakta başarısız oluyorum.
He failed in the examination for lack of preparation.
- Hazırlık eksikliğinden sınavda başarısız oldu.
It serves you right that you failed your exam. You didn't study for it at all.
- Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın.