başarılabilir

listen to the pronunciation of başarılabilir
Turkish - English
achievable

This is totally achievable now. - Bu şimdi tamamen başarılabilir.

If you say that something you are trying to do is achievable, you mean that it is possible for you to succeed in doing it. A 50% market share is achievable It is often a good idea to start with smaller, easily achievable goals. = attainable
{s} able to be achieved, able to be accomplished
Not linked to fate or outside influences
Capable of being achieved
Capable of being achieved, which either means possible or probable
başar
{f} fare

In college, I fared ill with physics and well with chemistry. - Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.

başar
{f} accomplished

Tom accomplished what we thought he wouldn't be able to accomplish. - Tom başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.

I am proud of having accomplished such a task. - Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.

başar
succeed in

If you are to succeed in the exam, you must study hard. - Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.

He'll succeed in time. - O zamanla başarılı olacak.

başar
{f} thriving
başar
throve
başar
{f} succeeding

I have serious doubts about their plan succeeding. - Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.

Tom has no chance of succeeding. - Tom'un başarma şansı yok.

başar
brought off
başar
{f} achieving
başar
thrive
başar
{f} thrived
başar
succeed

I hope that he will succeed. - Onun başaracağını umuyorum.

I worked hard to succeed. - Başarmak için sıkı çalıştım.

başar
{f} thriven
başar
contrive
başar
{f} contrived
başar
accomplish

I will accomplish it at all costs. - Ben, ne pahasına olursa olsun onu başaracağım.

Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment. - Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

başar
bringoff
başar
broughtoff
başar
effectuate
başarılabilir
Favorites