Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
You're something of a troublemaker, aren't you?
- Sen biraz baş belasısın, değil mi?
And she is always a troublemaker.
- Ve o her zaman bir baş belasıydı.
Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
- Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
The telephone can be a nuisance.
- Telefon bir baş belası olabilir.
You're a pain in the ass.
- Sen bir baş belasısın.
You're a pain in the neck.
- Sen bir baş belasısın.
I always knew that Tom was a troublemaker.
- Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.
And she is always a troublemaker.
- Ve o her zaman bir baş belasıydı.