baş belası

listen to the pronunciation of baş belası
Turkish - English
pain in the neck
pain in the neck
{i} headache

Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities. - Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.

bother
nuisance
stiff
a) nuisance, pain, pest, plague, pain in the neck, troublemaker b) troublesome
nuisance, troublesome person or thing
troublemaker

You're something of a troublemaker, aren't you? - Sen biraz baş belasısın, değil mi?

And she is always a troublemaker. - Ve o her zaman bir baş belasıydı.

tease
a thorn in the side
annoyance
a thorn in the flesh
hellbender
pest
terror
trial
pain in the ass
{i} plague
pestiferous
nuisance

Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen. - Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.

The telephone can be a nuisance. - Telefon bir baş belası olabilir.

pain

You're a pain in the ass. - Sen bir baş belasısın.

You're a pain in the neck. - Sen bir baş belasısın.

sod
trouble maker
a pain in the neck
(deyim) thorn in the someone's side
plaguey
old man of the sea
{s} confounded
{s} pestilent
{s} tough
{s} troublesome
{s} pestilential
baş belâsı olmak
bother
baş belâsı olan
plaguy
baş belâsı olan
headachy
başbelası
pest
başbelası
millstone
başbelası
troublesome
başbelası
terror
başbelası
trial
başbelası
scum of the earth
başbelası
troublemaker
başbelası
plague
başbelası
menace
başbelası
scallywag
başbelası
bugger
baş bela
pinprick
baş bela
troublemaker

I always knew that Tom was a troublemaker. - Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.

And she is always a troublemaker. - Ve o her zaman bir baş belasıydı.

Turkish - Turkish
Sıkıntı, üzüntü veren
baş belası
Favorites