baş ağrısı

listen to the pronunciation of baş ağrısı
Turkish - English
{i} headache

At times, he suffered from a painful headache. - Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.

The patient is always complaining of a headache. - Hasta her zaman bir baş ağrısından şikayetçi.

a) headache b) nuisance, pest
1. headache. 2. trouble, nuisance
nuisance
pest
head ache
cephalalgia
headaches

My mother often suffers from headaches. - Annem sık sık baş ağrısı çeker.

Tom has been experiencing severe headaches and dizziness. - Tom şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi yaşıyor.

a headache
(Tıp) cephalgia
(Tıp) encephalalgia
baş ağrısı olmak
to be a nuisance (to), cause worry (to)
başağrısı
{i} headache

The boy complained of a headache. - Çocuk başağrısından şikayet etti.

Is there a home remedy for headache? - Başağrısı için evde bir ilaç var mı?

baş ağrı
headache

The patient is always complaining of a headache. - Hasta her zaman bir baş ağrısından şikayetçi.

The reason I could not attend the meeting was that I had a severe headache. - Toplantıya katılamamamın nedeni şiddetli bir baş ağrımın olmasıydı.

Ecel gelince başa baş ağrısı bahane
(Atasözü) Death is a debt to pay, the cause is meaningless
başağrısı
megrim
başağrısı
migraine
Turkish - Turkish
Başın ağrıması, başta oluşan rahatsızlık
Sürekli sıkıntı yaratan durum veya kimse
(Osmanlı Dönemi) SUDA'
yarım baş ağrısı
Kusma, mide bulantısı ile görülen, sempatik sinir sistemi dengesinin bozulmasından ileri gelen baş ağrısı, migren