She likes to walk alone.
- O tek başına yürümeyi sever.
She is used to living alone.
- Tek başına yaşıyordu.
Amelia Earhart was the first woman to fly across the Atlantic solo.
- Amelia Earhart Atlantiği tek başına uçarak geçen ilk kadındı.
Whether you’re flying solo or in a relationship, I'll be thinking of you this Valentine’s Day.
- İster tek başına uçuyor ol, ister bir ilişki içinde ol, bu Sevgililer Günü seni düşünüyor olacağım.
I bear in mind that misfortunes never come singly.
- Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
Misfortune never comes singly.
- Talihsizlik asla tek başına gelmez.
I have a stand-alone personal computer.
- Benim tek başına kişisel bir bilgisayarım var.