I always knew that Tom was a troublemaker. - Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.
I always knew that Tom was a troublemaker.
Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.
You're something of a troublemaker, aren't you? - Sen biraz baş belasısın, değil mi?
You're something of a troublemaker, aren't you?
Sen biraz baş belasısın, değil mi?