It's rumored that he has a lot of money stashed away in a Swiss bank account.
- Onun bir İsviçre banka hesabında gizlenmiş çok fazla parası olduğu söyleniyor.
Tom has a bank account in the Cayman Islands.
- Tom'un Cayman Adaları bir banka hesabı var.
Tom has a bank account in the Cayman Islands.
- Tom'un Cayman Adaları bir banka hesabı var.
May we know your bank account?
- Banka hesabını bilmemizde bir sakınca var mı?
She married a bank clerk.
- O bir banka memuru ile evlendi.
He gets a reasonable salary as a bank clerk.
- Bir banka memuru olarak makul bir maaş alır.
The bank manager distrusted one of the cashiers.
- Banka müdürü, kasiyerlerden birine güvenmedi.
I know Tom is a bank manager.
- Tom'un bir banka müdürü olduğunu biliyorum.
A bank robbery took place here three days ago.
- Üç gün önce burada bir banka soygunu gerçekleşti.
Tom didn't have anything to do with the bank robbery.
- Tom'un banka soygunu ile bir ilgisi yoktu.
The banking industry lobbied for deregulation.
- Bankacılık sektörü deregülasyon için lobi yaptı.
A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
- Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
The bank loaned him 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.