Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
- Our branches extend all over the country.
Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.
- The branch offices of the bank are located all over Japan.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.
Patty o kadar kısaydı ki dala yetişemedi.
- Patty was so short that she couldn't reach the branch.
Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
- Which branch of the armed forces were you in?
O dallar kolayca kırılır.
- Those branches break easily.
O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi.
- She was transferred from the head office to a branch office last month.
Bir nar bülbülü bir ağaç dalında oturur.
- A robin sits on a tree branch.
Bir mermi ona vurduğunda ağaç dalı kırıldı.
- The tree branch broke when a bullet hit it.
Our main branch is downtown, and we have branches in all major suburbs.