bırak!

listen to the pronunciation of bırak!
Turkish - English
Let go

Please let go of my arm. You're hurting me. - Lütfen kolumu bırak. Beni incitiyorsun.

Would you please let go of my arm? - Lütfen kolumu bırakır mısın?

drop out

Tom decided to drop out of school and work full-time. - Tom okulu bırakmaya ve tamgün çalışmaya karar verdi.

Do you really want to drop out of high school? - Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun?

forgone
(Konuşma Dili) cheese it
(Bilgisayar) drop

Tom dropped Mary off in front of John's. - Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.

I'll drop you off at the station. - Seni arabayla İstasyona bırakacağım.

(Bilgisayar) dismiss
let him have his say
let it be
{f} releasing

We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license. - Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.

I'm releasing the prisoners. - Tutukluları serbest bırakıyorum.

{f} quitted
relinquish
{f} relinquishing
quit

I've quit using French with you. - Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

let out
let alone

I was too exhausted to think, let alone study. - Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.

I don't have a cent, let alone a dollar. - Bırak bir doları bir sentim bile yok

let alone şöyle dursun
chuck it!
stop it

I should've tried to stop it. - Onu bırakmayı denemeliydim.

cut it out!
drop it!

We've been talking about this for hours. Can we just drop it? - Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?

unhand
forgo

Tom forgot where he left his umbrella. - Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

Tom forgot to release the brake. - Tom freni bırakmayı unuttu.

cut it out
forwent
maroon
chuck it
foregoing
{f} drop it

We've been talking about this for hours. Can we just drop it? - Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?

bırak!
Favorites