You must be sick of doing this.
- Bunu yapmaktan bıkmış olmalısın.
Tom was sick of them all.
- Tom onların hepsinden bıkmıştı.
Linda was fed up with Dan's constant abuse.
- Linda, Dan'in sürekli tacizlerinden bıkmıştı.
Many are fed up with their present careers.
- Çoğu şu anki kariyerinden bıkmış.
Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.
The maid was totally tired of her household routine.
- Hizmetçi ev rutininden tamamen bıkmıştı.