büyük anne

listen to the pronunciation of büyük anne
Turkish - English
grandmother

My grandmother is in sound health and lives alone. - Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.

When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride. - O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

grandma

We're worried about Grandma and Grandpa. - Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.

I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle. - Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.

grand parents
grand mother
büyükanne
granny

Granny is exercising. - Büyükanne egzersiz yapıyor.

Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny. - Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.

büyükanne
grandma

Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB. - Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.

The red umbrella reminded her of her grandma. - Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.

büyükanne
gran

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

My grandmother gave me more than I wanted. - Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

büyükanne
progenitress
büyükanne
grannie
büyükanne
grandam
büyükanne
grandmother, grandma, granny, grannie, gran
büyükanne
grandmamma
büyükanne
grandmother

Tom and his grandmother went to the bookstore. - Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.

My grandmother goes for a walk in the evening. - Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.

Turkish - Turkish
büyük anne
Favorites