If you want to grow up, you have to drink a lot of milk.
- Büyümek istiyorsan, çok süt içmek zorundasın.
Lots of low trees grow on the hill.
- Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.
Tom was lucky to grow up bilingual.
- Tom iki dilli büyümek için şanslıydı.
Boston was a great place to grow up.
- Boston büyümek için harika bir yerdi.
If you want to grow up, you have to drink a lot of milk.
- Büyümek istiyorsan, çok süt içmek zorundasın.
Boston was a great place to grow up.
- Boston büyümek için harika bir yerdi.
Boston was a great place to grow up.
- Boston büyümek için harika bir yerdi.
They don't want to grow old.
- Büyümek istemiyorlar.