Finding his office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
I called his office again and again, but no one answered.
- Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
Let's get some brochures from the travel bureau.
- Seyahat bürosundan bazı broşürler alalım.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
- Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
My notebook is in the desk.
- Benim dizüstü bilgisayar bürodadır.
Tom works for a translation agency.
- Tom bir çeviri bürosu için çalışıyor.