böylesine

listen to the pronunciation of böylesine
Turkish - English
such

Never have I seen such a beautiful sunset. - Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.

We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments. - Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

so excessively
such a, such, this
as... as this, such a, such
this

This would be such a great place to raise kids. - Bu, çocuk yetiştirmek için böylesine harika bir yer olurdu.

The doctor knew how to cope with an emergency like this. - Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

Turkish - Turkish
Bu tarzda, bu biçimde: "Doğrusu ondan böylesine bir dostluk, böylesine bir özveri beklemiyordum."- E. Bener
Aşırı bir biçimde
böylesine
Favorites