The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
- Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.
- Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
He is a gentleman and ought to be treated as such.
- O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.
He is a director, and should be treated as such.
- O bir yönetmen ve böyle muamele edilmelidir.
I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.
- Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
Was there such a thing?
- Böyle bir şey var mıydı?
I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
Was there such a thing?
- Böyle bir şey var mıydı?
In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
- Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
How dare you speak to me like that?
- Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
He must be a fool to talk like that.
- Böyle konuşmak için aptal olmalı.
In this kind of weather it's best if I stay at home and don't go outside.
- Böyle bir havada en iyisi evde kalıp dışarı çıkmamak.
Can you think of anyone who would want to do this kind of thing?
- Böyle bir şeyi yapmak isteyecek birini düşünebiliyor musun?