böse sein

listen to the pronunciation of böse sein
German - Turkish
-e sein l. (schmollen) gücenmek; b-nin hatin kalmak; bir daha yüzüne bakmamak
(auf j-n) b-ne darilmak, küsmek, garez baglamak; münfail olm
(einander) aralarmdan kara kedi gecmek; bozusmak; Ich bin mit dir -e. Ki. Ben seninle küsüm. e sein gilt nicht! Ki. Darilmaca yok. -e machen kizdirmak, gücendirmek, dariltmak; ~ ous-gehen (od. enden) tatli tatli bitmemek; sonu kötü olmak; tepe asagi gitmek; ~ bereinfallen türlüsüne rast gelmek; Gleich kommt der -e Mann und holt dich! (zur Einschüchterung von Kindern) Umaci seni kapar! Arap ardinda! -es Zeichen ugursuzluk, seamet; -e Tat fiili ser (va.); ein -es Gewissen haben temiz vicdam olmamak; vicdani kara olm.; Die Krankheit hat ihn mitgenommen. Hastaligi onu epeyce hirpaladi. das Böse: Böses fenalik; j-m et. Qes wünschen dardagan dansi sacmak; j-m et. -es antun b-ne fenalik etm.; anasim agiatmak; auf -es sinnen hainlesmek; So// meinem Jungen nur einmal et. -es passieren (seil. dann kannst du et. erleben!) Hele cocuguma hata gelsin! der Böse seytan, ibiis
jdm böse sein
darılmak, kırılmak, gücenmek, küsmek
English - Turkish

Definition of böse sein in English Turkish dictionary

be angry
{f} kızmak

Tom'un kızmak için nedenleri vardı. - Tom had reasons to be angry.

Tom kızmakta haklıydı. - Tom had every right to be angry.

be angry
{f} ateş püskürmek
German - English