Definition of bölmek in Turkish English dictionary
- split
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- {f} divide
The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
- Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
Tom wanted to unite not divide.
- Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- separate
- partition
- portion
- slice
- reduce
- segment
- carve up
- to separate
- cleave
- sever
- to divide (into), to dismember, to partition, to carve sth up, to cleave; to separate
- parcel out
- to divide (something) into (portions)
- to break (something) apart
- rend
- divvy
- overslaugh
- divvy up
- break down
- section
- parcel
- distribute
- dismember
- intersect
- divide into
- (Ticaret) share
- disintegrate
- deal
- spread
- disrupt
- barge
- barge into
- divide to
- divvy divvy up
- branch
- sectionalize
- bölme
- division
- bölme
- {i} partition
- bölme
- {i} chamber
- bölme
- {i} closet
- böl
- divide into
- bölme
- hatch
- bölme
- (Bilgisayar) split
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- bölme
- (Ticaret) split up
- bölme
- allotment
- bölme
- compound
- bölme
- cutout
- bölme
- segmenting
- bölme
- plate
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- bölme
- (Bilgisayar) intercept
- bölme
- (Ticaret) sharing
- bölme
- front wall
- bölme
- {i} curtain
- böl
- {f} divided
Mother divided the cake into three parts.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
Mother divided the cake into eight pieces.
- Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
- böl
- hyphenate
- böl
- {f} forked
- böl
- divide
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- bölme
- screen
- bölme
- dividing
- bölme
- compartment
The R.M.S. Titanic was divided into 16 watertight compartments.
- RMS Titanik 16 tane su geçirmez bölmeye ayrıldı.
I found the secret compartment quite by accident.
- Gizli bölmeyi oldukça kazara buldum.
- bölme
- bulkhead
- bölme
- fractionation
- bölme
- bay
- bölme
- apportionment
- bölme
- segmentation
- bölme
- fraction
- böl
- dividing
- bölme
- split to
- bölme
- to split
- bölme
- splitting of
- parçalara bölmek
- to divide
- bir kez daha bölmek
- subdivide
- böl
- divvy
- böl
- split
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.
- böl
- divideinto
- bölme
- (Denizcilik) bulkhead
- bölme
- section
- bölme
- repartition
- bölme
- dividing wall
- bölme
- splitting
- bölme
- divisional
- bölme
- screening
- bölme
- septum
- bölme
- partition, dividing wall; room divider
- bölme
- divided, partitioned, separated
- bölme
- hatchway
- bölme
- division; partition, dividing wall; compartment, bay; bulkhead
- bölme
- divide
The R.M.S. Titanic was divided into 16 watertight compartments.
- RMS Titanik 16 tane su geçirmez bölmeye ayrıldı.
Tom wanted to unite not divide.
- Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- bölme
- dissepiment
- bölme
- distribution
- bölme
- septa
- bölme
- apportion
- bölme
- scission
- bölme
- dispensation
- dörde bölmek
- to quarter
- dörde bölmek
- quarter
- dört parçaya bölmek
- quarter
- eşit şekilde bölmek
- prorate
- iki eşit parçaya bölmek
- dimidiate
- ikiye bölmek
- to bisect
- ikiye bölmek
- halve
- ikiye bölmek
- divide into two
- karelere bölmek
- square
- karelere bölmek
- square off
- yarıya bölmek
- halve
- yeniden bölmek
- repartition
- üçe bölmek
- trisect