He divides the apples among five of us.
- Elmaları beşimiz arasında böler.
The Torres Strait divides New Guinea from Australia.
- Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan böler.
Tom divided the pie into three equal parts.
- Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
Mother divided the cake into three parts.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
The road divides here into two.
- Yol burada ikiye bölünür.
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
Tom has a split personality.
- Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.