bölümlenme

listen to the pronunciation of bölümlenme
Turkish - English
section
(Bilgisayar) fragment
fractionation
bölüm
(Hukuk) chapter

Let's begin with the first chapter. - İlk bölümle başlayalım.

This book consists of five chapters. - Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

bölüm
{i} department

Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head. - Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.

He is the chief of my department. - Benim bölüm şefimdir.

bölüm
{i} section

Do you have a non-smoking section? - Bir sigara-içilmeyen bölümünüz var mı?

He belongs to the planning section. - O, planlama bölümünde üyedir.

bölüm
episode

Did you see yesterday's episode? - Dünkü bölümü gördün mü?

Seriously though, episode 21 made me almost cry while laughing. - Ama cidden, ben gülerken bölüm 21 neredeyse beni ağlatıyordu.

bölüm
{i} sequence
bölüm
compartment

The bureau drawer has several compartments. - Büro çekmecesinin birçok bölümü var.

bölüm
{i} portion

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Do you have a technical diagram for this portion? - Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?

bölüm
{i} fraction
bölüm
bit

Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love! - Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!

bölüm
class
bölüm
part

In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection. - İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.

Lunar eclipses can be total or partial. - Güneş tutulmaları tam ya da bölümlü olabilir.

bölüm
(Ticaret) paragraph
bölüm
(Ticaret) component
bölüm
{i} category
bölüm
stretch
bölüm
(Muzik) movement
bölüm
passage
bölüm
sector
bölüm
(Tıp) divisio

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

bölüm
water body
bölüm
(Ticaret) element
bölüm
batch
bölüm
portio

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Do you have a technical diagram for this portion? - Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?

bölüm
rubic
bölüm
subdivision
bölüm
(Bilgisayar) partition
bölüm
(Bilgisayar) dept
bölüm
(Tiyatro) act

The actor was on the stage for most of the play. - Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.

bölüm
sectional
bölüm
proportion

Robert got a small proportion of the profit. - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..

bölüm
pass

He gave me chapter and verse on how bears pass the winter. - O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.

bölüm
arm

The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years. - Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

bölüm
{i} segment

Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment. - Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.

bölüm
quotient
bölüm
septum
bölüm
instalment
bölüm
bay
bölüm
side
bölüm
repartition
bölüm
segmentation
bölüm
contingent
bölüm
branch
bölüm
breakup
bölüm
leg
Bölüm
episodes of
bölüm
the part
bölüm
chapters

I've read only the first three chapters. - Sadece ilk üç bölümü okudum.

Skip the boring chapters. - Sıkıcı bölümleri geç.

bölüm
installment
bölüm
chapter , division (math) , quotient , section
bölüm
fragment

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

bölüm
squad
bölüm
portion, slice, part, division, chapter, section
bölüm
cantle
bölüm
part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
bölüm
division

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

bölüm
desk
bölüm
instal(l)ment
bölümlenmek
to be classified
Turkish - Turkish
Bölümlenmek işi veya durumu
sınıflanma
bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım: "Asıl yalıya bitişik bir binada, belki de eski selamlık bölümünde idiler."- R. H. Karay
Bölüm
(Osmanlı Dönemi) FASL
Bölüm
seksiyon
Bölümlenmek
sınıflanmak
bölüm
Çağ, devir
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
bölüm
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir: "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar."- Y. Z. Ortaç
bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
bölüm
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
bölüm
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
bölümlenmek
Bölümleme işine konu olmak, sınıflanmak
bölümlenme
Favorites