Definition of bölümü in Turkish English dictionary
- bölüm
- (Hukuk) chapter
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
Read chapter 4 for Friday.
- Cuma günü için bölüm dördü okuyun.
- bölüm
- {i} department
He is the manager of the marketing department.
- O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- bölüm
- {i} section
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
He belongs to the planning section.
- O, planlama bölümünde üyedir.
- bölüm
- episode
Seriously though, episode 21 made me almost cry while laughing.
- Ama cidden, ben gülerken bölüm 21 neredeyse beni ağlatıyordu.
What's your favorite Star Trek episode?
- Favori Star Trek bölümünüz hangisidir?
- bölüm
- {i} sequence
- bölüm
- compartment
The bureau drawer has several compartments.
- Büro çekmecesinin birçok bölümü var.
- bölüm
- {i} portion
This portion of the library is off-limits to the public.
- Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
Land occupies the minor portion of the earth's surface.
- Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
- bölüm
- {i} fraction
- bölüm
- bit
Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love!
- Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!
- işletme bölümü
- production department
- bölüm
- class
- bölüm
- part
In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ.
- Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.
This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano.
- Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.
- bölüm
- (Ticaret) paragraph
- bölüm
- (Ticaret) component
- bölüm
- {i} category
- bellek bölümü
- (Bilgisayar) partition
- bölüm
- stretch
- bölüm
- (Muzik) movement
- bölüm
- passage
- bölüm
- sector
- bölüm
- (Tıp) divisio
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
Sami was transferred to the central traffic division.
- Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.
- bölüm
- water body
- bölüm
- (Ticaret) element
- bölüm
- batch
- bölüm
- portio
This portion of the library is off-limits to the public.
- Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
Do you have a technical diagram for this portion?
- Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- bölüm
- rubic
- bölüm
- subdivision
- bölüm
- (Bilgisayar) partition
- bölüm
- (Bilgisayar) dept
- bölüm
- (Tiyatro) act
The actor was on the stage for most of the play.
- Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
- bölüm
- sectional
- bölüm
- proportion
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
- bölüm
- pass
He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
- O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
- bölüm
- arm
The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
- Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- bölüm
- {i} segment
Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment.
- Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.
- disk bölümü
- (Bilgisayar) partition
- disk bölümü
- (Bilgisayar) volume
- enerji bölümü
- doe -the department of energy
- enerji bölümü
- (Otomotiv) the department of energy
- finans bölümü
- (Ticaret) finance department
- gece bölümü
- night school
- güvenlik bölümü
- (Turizm) security department
- iktisat bölümü
- department of economics
- paketleme bölümü
- (Ticaret) packing department
- sonuç bölümü
- conclusion
- stok bölümü
- department store
- veri bölümü
- (Bilgisayar) data segment
- bölüm
- quotient
- bölüm
- septum
- bölüm
- instalment
- bölüm
- bay
- bölüm
- side
- bölüm
- repartition
- bölüm
- segmentation
- bölüm
- contingent
- bölüm
- branch
- bölüm
- breakup
- bölüm
- leg
- parçası/bölümü
- (Askeri) part of
- Bölüm
- episodes of
- acil servis bölümü
- emergency department
- acil servis bölümü
- emergency room
- acil servis bölümü
- emergency ward
- ağacın üst bölümü
- top part of the tree, upper part of the tree
- bölüm
- the part
- bölüm
- chapters
Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri geç.
I only read the first three chapters.
- Sadece ilk üç bölümü okudum.
- büyük bir bölümü
- A large part
- sinema televizyon bölümü
- 1. department of cinema and television arts2. school of cinematic arts
After his graduation, he did his post-graduation studies at the Department of Cinema and Television Arts.
- Eski ahit'te daniel bölümü
- Daniel
- bagaj bölümü
- hold
- birincil bellek bölümü
- (Bilgisayar) primary partition
- birincil dos bellek bölümü
- (Bilgisayar) primary dos partition
- biyoloji bölümü
- (Biyoloji) biology department
- biyoloji bölümü
- department of biology
- burç bölümü
- bushing section
- bölüm
- installment
- bölüm
- chapter , division (math) , quotient , section
- bölüm
- fragment
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.
- bölüm
- squad
- bölüm
- portion, slice, part, division, chapter, section
- bölüm
- cantle
- bölüm
- part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
- bölüm
- division
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
Sami was transferred to the central traffic division.
- Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.
- bölüm
- desk
- bölüm
- instal(l)ment
- büyük bölümü
- most of
I was in Boston most of last summer.
- Geçen yazın büyük bölümünde Boston'daydım.
The climate here is warm for most of the year.
- Burada iklim yılın büyük bölümünde sıcaktır.
- büyük bölümü
- the best part of
- cenaze için yapılan akşam duasının açılış bölümü
- placebo
- cinsel iş bölümü
- sexual division of labour
- daktilo yazanlar bölümü
- (Hukuk) typing pool
- dilbilim bölümü
- department of linguistics
- dilbilim bölümü
- (Dilbilim) linguistics department
- direksiyon yatağı bölümü
- guide bearing half
- doküman bölümü
- (Askeri) documents division
- dosya bölümü
- file extent
- ekinin artık bölümü
- roughage
- ekonomi bölümü
- economics department
- emme bölümü
- (Otomotiv) intake trunking
- esir kampı tali bölümü
- (Askeri) prisoner of war enclosure
- etiket konumlama bölümü
- label folding section
- felsefe bölümü
- philosophy department
- filozofi bölümü
- department of philosophy
- fizik bölümü
- physics department
- fizik bölümü
- department of physics
- fuarda panayır bölümü
- midway
- genel hizmet bölümü
- (Ticaret) general service department
- girdi bölümü
- input section
- giriş bölümü
- prolog
- giriş bölümü
- prologue
- hazine bölümü
- (Ticaret) treasury department
- hesabın alacak bölümü
- contra
- hukuk bölümü
- (Eğitim) department of law
- işlem bölümü
- procedure division, processing section
- kabin bölümü
- cab section
- kabin üst bölümü
- cabp section
- kafatasının üst bölümü
- skullcap
- kalın bağırsağın kolon bölümü
- colon
- kayıt bölümü
- record section
- kazan bölümü
- boiler section
- kazan su bölümü
- boiler water leg
- keman bölümü
- (Muzik) violin section
- kilisenin vaftiz bölümü
- baptistery
- kilisenin vaftiz bölümü
- baptistry
- kimya bölümü
- (Kimya) chemical department
- kimya bölümü
- chemistry department
- kol bölümü
- arm section
- kontluk bölgesinin bir bölümü
- wapentake
- kumanda bölümü
- (Havacılık,Teknik) control compartment
- kuyruk bölümü
- (uçak) empennage
- kütük bölümü
- file section
- manifold bölümü
- branch pipe
- matematik bölümü
- mathematics department
- matematik bölümü
- department of mathematics
- mesaj bölümü
- message slot
- mesaj kismi / bölümü
- message slot
- mesaj kısmı / bölümü
- message slot
- montaj bölümü
- assembling department
- motor bölümü
- (Otomotiv) engine compartment
- motor bölümü
- engine bay
- muhasebe denetim bölümü
- (Ticaret) auditing department
- payın küçük bölümü
- fraction of share
- personel bölümü
- personnel department
- petek gözü bölümü
- (Arılık) cell division
- planlama bölümü
- planning department
- planlama sistemleri bölümü
- (Askeri) planning systems division
- plazmanın organizmanın niteliğini saptayan bölümü
- idioplasm
- proje bölümü
- (İnşaat) project department
- psikoloji bölümü
- (Tıp) psychology department
- referans bölümü
- (Askeri) refer-to box
- referans bölümü
- (Askeri) reference box
- rekabet bölümü
- competition department
- reklam bölümü
- (Reklam,Ticaret) advertising department
- rezervasyon bölümü
- (Turizm) reservation department
- ritim bölümü
- rhythm section
- sahanın kaleye yakın bölümü
- infield
- sanat bölümü
- art department
- savunma bölümü
- department of defense
- savunma bölümü
- (Kanun) defense department
- sevkiyat bölümü
- shipping room
- sonuç bölümü
- epilogue
- sonuç bölümü
- epilog
- sosyoloji bölümü
- department of sociology
- sosyoloji bölümü
- sociology department
- su bölümü çizgisi geog
- watershed, water parting
- tabii iş bölümü
- natural division of labour
- tahliye bölümü
- outlet case
- tanıtım bölümü
- (Bilgisayar,Teknik) identification division
- tarih bölümü
- department of history
- tarih bölümü
- history department
- veri bölümü
- data division
- yolcu bölümü
- car
- yüzün bir bölümü
- feature
- yılın büyük bölümü
- large part of the year
- zekâ bölümü
- intelligence quotient
- zekâ bölümü
- IQ, intelligence quotient
- çevre bölümü
- environment division
- öğütme bölümü
- crushable bin
- öğütme bölümü
- crushable zone
- üretim bölümü
- shop floor
- ıncilin son bölümü
- apocalypse