Turkish - English
Definition of bâki̇r in Turkish English dictionary
- bakir
- untouched
- bakir
- virgin
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
-Bir eşarp takan o kız bakire.
Do you really think that she is a virgin?
-Gerçekten onun bakire olduğunu düşünüyor musun?
- bakir
- old growth
- bakir
- copper
- bakir
- (Denizbilim) pristine
- bakir
- maidenhead
- bakir
- virginal,untouched
- bakir
- virginity
Girls are losing their virginity earlier and earlier.
-Kızlar bakireliklerini gittikçe daha erken kaybediyor.
- bakir
- virgin, virginal
- bakir alan
- (Çevre) wilderness
- bakir biyokitle
- (Denizbilim) virgin biomass
- bakir bölgeler
- (Çevre) wilderness
- bakir doğa
- wilderness
- bakir populasyon
- (Denizbilim) virgin population
- bakir su
- (Denizbilim) virgin water
- bakir erkek
- one who has not had sexual intercourse
- bakir erkek
- virgin
- bakir güzellik
- unspoiled beauty
- bakir kalmak
- remain untouched
- bakir kalmak
- remain intact
- bakir orman
- virgin forest, untrodden forest
- bakir orman
- virgin forest
- bakir ortam
- virgin medium
- bakir stok
- (Denizbilim) virgin stock
- bakir toprak
- virgin soil
- bakir topraklar
- virgin lands
- bakir
- maiden
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bâki̇r in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Eldeğmemiş, bozulmamış, temiz kalmış
- (Osmanlı Dönemi) Tâze. El sürülmemiş. Bozulmamış
- (Osmanlı Dönemi) Erken
- BAKÎR
- (Osmanlı Dönemi) Yensiz gömlek
- BAKÎR
- (Osmanlı Dönemi) Karnı yavrusundan dolayı yarılan deve
- BAKÎR
- (Osmanlı Dönemi) Sığır sürüsü
- bakir
- El değmemiş, kullanılmamış. İşlenmemiş (toprak)
- bakir
- Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
- bakir
- El değmemiş, kullanılmamış
- bakir
- Eskimemiş, yıpranmamış, yeni
- bakir
- İşlenmemiş (toprak)
- Bakir
- erden