azaltılmamış

listen to the pronunciation of azaltılmamış
Turkish - English
unredeemed
Of a person, not redeemed; not granted redemption or salvation; unsaved
Of a coupon or offer, unspent; not used in a purchase, and thus still usable
{a} not redeemed, not ransomed
in danger of the eternal punishment of hell; "poor damned souls"
{s} not ransomed; not saved
Not redeemed
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

They should decrease the sugar in these muffins. - Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

azal
{f} decreasing

Japan's consumption of rice is decreasing. - Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

A recent survey shows that the number of smokers is decreasing. - Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

azal
fallen off
azal
diminish

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

azal
{f} decreased

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

Sales have decreased these days. - Satışlar bugünlerde azaldı.

azal
fall off
azal
mute
English - English

Definition of azaltılmamış in English English dictionary

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Turkish - Turkish

Definition of azaltılmamış in Turkish Turkish dictionary

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azaltılmamış
Favorites