The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
He wanted to reduce the tax on imports.
- O ithalatta vergi azaltmak istedi.
Can you please reduce the volume of the music?
- Lütfen müziğin sesini azaltır mısın?
Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
- Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
I need medicine to lessen the pain.
- Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
Our sales are decreasing.
- Satışlarımız azalıyor.
Japan's consumption of rice is decreasing.
- Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.
- 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.